Kayıtlar

19 Mayıs: Gençlerin Gücü, Geleceğin Işığı

Resim
  Her yıl 19 Mayıs’ta, Türkiye’de çok özel bir gün kutlanır: Atatürk'ü Anma   Gençlik ve Spor Bayramı . Belki de bu bayramın en anlamlı yanı, sadece bir tarihin değil, bir halkın bağımsızlık için verdiği mücadelenin simgesi olmasıdır. Ama aynı zamanda bu bayram, gençliğin gücünü, enerjisini ve umut dolu geleceğini kutlamak için de bir fırsattır. Bir Başlangıç, Bir Diriliş: 19 Mayıs’ın Hikayesi 19 Mayıs 1919, Türkiye’nin yeniden doğuşunun başladığı gündür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Samsun’a çıkarak Kurtuluş Savaşı’nı başlatmış ve Türk milletine bağımsızlık için bir umut ışığı olmuştur. Bu tarih, sadece bir askeri zaferin başlangıcı değil, bir halkın özgürlüğü için verdiği büyük bir mücadelenin simgesidir. Atatürk, bu tarihe özel bir anlam yükleyerek, gençliği Cumhuriyet’in teminatı olarak görmüştür. 19 Mayıs’ı "Gençlik ve Spor Bayramı" ilan etmesi, aslında gençlere duyduğu büyük güvenin ve onlara olan inancın bir göstergesidir. Gençlik, her zaman yarının Türkiye’sini...

Birlikte Daha Güçlüyüz: Dünya Engelliler Haftasında Farkındalık ve Umut

Resim
  Her yıl 10-16 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Dünya Engelliler Haftası, toplum olarak birbirimize olan sorumluluğumuzu hatırlatan çok özel bir dönem. Bu hafta sadece engelli bireylerin karşılaştığı zorluklara dikkat çekmekle kalmaz, aynı zamanda empati kurmamız, farkındalık geliştirmemiz ve herkes için daha kapsayıcı bir dünya yaratmamız gerektiğini de hatırlatır. Ama açık konuşalım: Takvimdeki bu haftayı hatırlamakla iş bitmiyor. Her yıl birkaç paylaşım yapıp sonra unutuyorsak, bu hafta sadece vicdan rahatlatmaya yarıyor, başka da bir işe yaramıyor demektir. Çünkü gerçek şudur ki, engelli bireyler yılın sadece bir haftası boyunca değil, her gün mücadele etmektedir. Hem fiziksel engellerle hem de toplumun koyduğu görünmez bariyerlerle. Rampasız binalar, erişilemeyen otobüsler, eksik  eğitim fırsatları… Ama bence asıl mesele "Toplumun bakışları, tutumu ve sessizliği!" Bazen bir doktorun küçümseyen tavrı, bazen bir öğretmenin dışlayıcı yaklaşımı, bazen bir arkadaşın yok say...

Sadece Bir Güne Sığan Sevgiler mi Var?

Resim
  Yine bir Anneler Günü geldi çattı. Çiçekçiler önünde uzun kuyruklar, sosyal medyada duygusal paylaşımlar, hediye kampanyaları, “Annemi ne kadar sevdiğimi göstermek için en güzel fırsat” temalı içerikler dört bir yanda... Ve ister istemez kendime şu soruyu soruyorum: Sevgimizi ifade etmek için neden hep bir “gün” bekliyoruz? Takvimimiz, özel günlerle dolup taşıyor. Her biri güzel duygulara odaklanıyor elbette: sevgi, minnettarlık, anma, kutlama... Ama aynı zamanda bu günler giderek duygudan çok tüketimle özdeşleşiyor. “Anneler Günü” dediğimizde annemizi mutlu etmekten çok, acaba ne alsam diye düşündüğümüz bir güne dönüşmüş durumda. Oysa annemiz her gün orada. Bizi sabırla büyüten, sessizce destek olan, belki yorulan ama hiç şikâyet etmeyen kişi... Sadece Mayıs ayının ikinci Pazar günü hatırlanmayı hak etmediği kesin. Asıl mesele şu: Eğer bir kişiye duyduğumuz sevgi, saygı ya da minnettarlık sadece takvimdeki o gün ortaya çıkıyorsa, bu duygu ne kadar sahicidir? Örneğin, yıl b...

Kitap Kokusu Mu, Pasaport Damgası Mı?

Resim
  Çok Okuyan Mı Bilir, Çok Gezen Mi? Bu soru, yıllardır tartışılan, iki farklı bilgi edinme yolunu karşı karşıya getiren klasik bir sorudur. Kitapların rehberliğinde edinilen bilgiyle, yolculukların sunduğu deneyimlerin kıyaslanması hem bireysel hem kültürel açıdan ilginç bir konudur. Hepimizin çevresinde vardır bir tane: Kitap okurken çayını soğutan, dipnotları ana yemeğe tercih eden insanlar... Ve diğer tarafta; bavulu sürekli yarı açık, "Bir yerlere gitmem lazım!" diye iç çeken gezgin ruhlar. Peki asıl bilgi kimde? Hangisi daha öğretici? Koltukta oturup satır satır dünyayı gezenlerde mi yoksa gerçekten yola çıkıp bavuluna anı sığdıranlarda mı? Şimdi düşünelim... Çok okuyan biriyseniz, evinizden çıkmadan Amazon ormanlarında kaybolabilir, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünü iliklerinize kadar hissedebilirsiniz. Okuyarak farklı zamanları, coğrafyaları ve düşünme biçimlerini keşfedebilirsiniz. Ayrıca okuma alışkanlığı, analiz etme, eleştirel düşünme ve empati kurma gibi zih...

Çocuk Kitaplarında Canavarlar, Cadılar ve Hortlaklar Üzerine Bir Değerlendirme

Resim
Korkunun Kitap Hali: Çocuk Kitaplarında Canavarlar, Cadılar ve Hortlaklar Üzerine Bir Değerlendirme Çocuk kitapları, minik okurların hayal gücünü besleyen, dünyayı tanımalarına yardımcı olan ve duygusal gelişimlerini destekleyen önemli araçlardır. Ancak bazı kitaplarda sıkça rastladığımız canavarlar, cadılar, hortlaklar gibi korkutucu figürler, çocukların dünyasında her zaman olumlu izler bırakmaz. Özellikle bu karakterlerin yalnızca “kötü” ve “tehlikeli” olarak sunulması, çocukların korku duygusunu artırabilir ve hayal güçlerini olumsuz etkileyebilir. Korku, Gelişim Aracı mı, Engel mi? Eğitim uzmanlarına göre belli bir dozda korku, çocuğun çevresini tanıma sürecinde uyarıcı bir rol oynayabilir. Ancak bu duygunun sürekli olarak olumsuz karakterlerle tetiklenmesi, çocuğun güven duygusunu zedeleyebilir. Örneğin, bir cadı karakterinin her zaman kötülüğü temsil etmesi, çocuğun bilinçaltında bilinmeyene karşı sürekli bir tedirginlik geliştirmesine neden olabilir. Bu da özellikle gece ...

Çizmeli Kedi

Resim
  Bir varmış, bir yokmuş… Zamanların birinde güzel mi güzel yemyeşil vadilerle çevrili uzak diyarlarda, çalışkan iyi kalpli bir değirmenci yaşarmış. Değirmencinin 3 oğlu varmış. Büyük oğlan ailesine ve evine çok düşkünmüş. Ortanca oğlan çalışmayı çok seven idealist biriymiş. Küçük oğlan ise oldukça saf ve iyi yürekli biriymiş. Her biri babalarına yardım eder, onu çok severmiş. Gel zaman git zaman, değirmenci yaşlanmış, sakallarına aklar düşmüş. Artık işleri yapmak için yorgun olduğunu fark etmiş ve mirasını üç oğlu arasında paylaştırmaya karar vermiş. En büyük oğluna, miras olarak evini; ortanca oğluna, değirmenini; küçük oğluna ise çok sevdiği kedisini vermiş. Babalarının vefatının ardından büyük oğlan evi almış ve huzur içinde yaşamaya başlamış. Ortanca oğlan değirmeni alıp işletmeye başlamış. Sadece bir kedi ile kala kalan küçük oğlan ise yollara düşmüş. Çizmeli kedi masalı da tam böyle başlamış. Mevsim kış mevsimiymiş. Küçük oğlan kedisiyle birlikte kalacak bir yer...

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı: Geleceğe Umutla Bakan Gözler

Resim
  23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı: Geleceğe Umutla Bakan Gözler Her yıl 23 Nisan’da Türkiye’nin dört bir yanında coşku, neşe ve umut dolu bir atmosfer oluşur. Bu özel gün, hem Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışını simgeler hem de dünyada çocuklara ithaf edilen ilk ve tek bayram olma özelliğiyle öne çıkar. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği bu bayram, aslında sadece bir kutlama değil, aynı zamanda bir vizyonun ve geleceğe duyulan güvenin sembolüdür. Milli Egemenliğin Temeli 23 Nisan 1920, Türk milleti için bir dönüm noktasıdır. Bu tarihte, halkın iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulmuş ve egemenliğin saraydan millete geçişi ilan edilmiştir. Atatürk, “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.” sözleriyle halkın yönetime doğrudan katılımını esas alan Cumhuriyet’in temel taşını bu tarihte atmıştır. Çocuklara Armağan Edilen İlk Bayram Atatürk, geleceğin teminatı olarak gördüğü çocuklara büyük bir değer vermiştir. 23...