Her Çocuk, Kendi Potansiyelini Keşfetmek İçin Bir Fırsat Bekler
Öğretmen denince akla çoğu zaman bilgi aktaran, düzen sağlayan, sınıfı kontrol eden bir figür gelir. Oysa öğretmenlik bundan çok daha derin, çok daha insani bir iştir. Bir öğretmen, sadece öğreten değil; anlayan, eşlik eden, gözlemleyen ve birlikte dönüşen bir yol arkadaşıdır. Bir öğretmenin görevi sadece müfredatı bitirmek değildir. Asıl görev, öğrencinin içindeki en iyiyi ortaya çıkarmaya yardım etmektir. Çünkü her çocuk, kendi potansiyelini keşfetmek için bir fırsat bekler. Bu potansiyel; bazen bir resimde, bazen bir soruda, bazen de bir hayalin ucunda saklıdır. İşte öğretmen, o hayalin ucuna kadar çocuğa eşlik eden kişidir. Öğretmen; çocuğun hayal gücünü bastıran değil, onu ciddiye alan kişidir. Yaratıcılığı, sadece "yetenekli" öğrencilere değil, her çocuğa ait bir hak olarak gören bir katılımcıdır. Öğrenciyi yaptığı üzerine düşünmeye ve konuşmaya davet etmek; ona "Bu neden böyle oldu?" ya da "Sen olsaydın ne yapardın?" diye sormak, aslında on...