Kayıtlar

Edebistan Dergisi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hayri İrdal’ın Aynasında: Kimliksizliğin Tarihi ve Zamanın Boşluğu

Resim
  Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı romanı, bu iki sorunun iç içe geçtiği bir karanlığı anlatır bize. Ve bu karanlığın içinde Hayri İrdal’ın silik ama yankılı sesi yükselir. Hayri İrdal… Ne tam anlamıyla anlatıcıdır ne de olayların öznesi. Ne mücadele eder ne tamamen teslim olur. Onun hikâyesi bir “ karar veremeyen insan ”ın, ama belki de en çok, “ kendi hayatını yaşayamayan insan ”ın hikâyesidir. Hayatı, başkalarının gölgesinde şekillenir. Doktor Ramiz onu bir ruh hastası olarak tanımlar. Halit Ayarcı ise onu bir projeye dönüştürür. Herkes onun kim olduğunu tanımlar; o ise sessizce uyar. Çünkü kendi sesi yoktur. “Bana, kendi hayatımı değil, başkalarının uygun gördüğü bir rolü verdiler.” demek ister adeta ama diyemez…  Ayşe CAN Not: Yazının tam hali, www.edebistan.com 'da  5 Eylül 2025 tarihinde "  Hayri İrdal’ın Aynasında: Kimliksizliğin Tarihi ve Zamanın Boşluğu  " başlığıyla yayınlanmıştır.

Raskolnikov’un Sessizliği: Vicdan, Adalet ve Günümüzün Suçsuzluğu

Resim
  Bugünün dünyasında neredeyse herkes, yaptığı her şey için bir gerekçeye sahip. Kimi “hak ettiğini almak” adına yalan söylüyor. Kimi “sistem zaten çürük” diyerek çalıyor. Kimi “başkaları da yapıyor” diye zulme göz yumuyor. Tıpkı Raskolnikov gibi, kimse kendini kötü hissetmiyor. Çünkü artık suçun yerini gerekçe aldı, cezanın yerini haklılık. Raskolnikov’un dramı, onun yaptığı şeyin vicdanında yankılanmasıydı. Bugünün dramıysa, vicdanın artık hiç konuşmaması. Ayşe CAN Not: Yazının tam hali, www.edebistan.com 'da  22 Ağustos 2025 tarihinde "  Raskolnikov’un Sessizliği: Vicdan, Adalet ve Günümüzün Suçsuzluğu  " başlığıyla yayınlanmıştır.

Don Kişot’un Gölgeleri: Gerçekliğin Çöküşü ve Kahramanlığın Sonu

Resim
  “Delilik, pek çok kişinin paylaştığı bir sapkınlıktır.” -Don Kişot Don Kişot, yaşadığı dünyanın gerçekliğini reddeden bir adamdı. Bugünün insanıysa, gerçekliğin kendisini artık tanıyamıyor. Miguel de Cervantes’in Don Kişot’u, genellikle deliliğin ve hayal gücünün sembolü olarak okunur. Orta yaşlı bir adam, şövalye romanlarına fazlasıyla kapılır ve bir sabah kendi gerçekliğini terk edip, rüyalarla örülü başka bir hayat kurmaya başlar. O andan itibaren yel değirmenleri dev olur, fahişeler prenses, meyhaneler şatodur. Ayşe CAN Not: Yazının tam hali, www.edebistan.com 'da  18 Ağustos 2025 tarihinde "  Don Kişot’un Gölgeleri: Gerçekliğin Çöküşü ve Kahramanlığın Sonu  " başlığıyla yayınlanmıştır.

Modern Çağın İzdüşümü Olarak Bir Böcek

Resim
  Franz Kafka’nın Dönüşüm adlı kısa romanı, yalnızca bir adamın dev bir böceğe dönüşmesinin değil, modern çağın bireyi nasıl tükettiğinin hikâyesidir. Gregor Samsa’nın dönüşümü, fiziki bir anormallik değil, sistemin birey üzerindeki görünmez ama keskin baskısının bir sonucudur. Kafka, çağının insanını bir böceğe dönüştürerek; insanlığın nereye doğru sürüklendiğini sorunsallaştırır. Gregor’un dönüşümünün ardından yaşadığı şey yalnızca dışlanma değil, silinmedir. Önce adı unutulur, sonra sesi, sonra görüntüsü. Ayşe CAN Not: Yazının tam hali, www.edebistan.com 'da  8 Ağustos 2025 tarihinde "  Modern Çağın İzdüşümü Olarak Bir Böcek  " başlığıyla yayınlanmıştır.